Abdi İpekçi Caddesi No:61 Kat 5, Nişantaşı/İstanbul

Doğum kontrol yöntemlerinin geleceği

Dünya üzerinde her yıl milyonlarca kadın istenmeyen ya da plansız hamileliklerle karşı karşıya kalmaktadır. Bu hamileliklerin küçük bir kısmı doğum ile sonuçlanırken çok büyük bir kısmında gebelik sonlandırılmaktadır. İstenmeyen gebeliklerin sonlandırılması hem maddi açıdan ekonomiye büyük bir yük oluşturmakta hem de komplikasyon riski nedeni ile özellikle geri kalmış ya da gelişmekte olan ülkelerde istenmeyen sağlık problemlerine neden olabilmektedir. İstenmeyen gebeliklerin önlenmesi hem kolay hem de ucuz bir yoldur. Tüm dünyada pekçok araştırmacı yeni doğum kontrol yöntemleri geliştirme konusunda büyük bir efor sarfetmektedir.

İdeal bir doğum kontrol yöntemi kullanıcıdan bağımsız olarak hem yüksek etkinliğe sahip olmalı hem de güvenilir ya da bir başka deyişle yan etki görülme riski düşük olmalıdır. Bundan yaklaşık 40 yıl önce doğum kontrol hapının kullanıma girmesi kendi alanında devrim yaratmıştır. Kadınlık hormonlarının belirli dozlarda kullanılması ile gebeliğin önlendiğinin fark edilmesi ve bu hormonların ağızdan hap şeklinde alındığında etkisini kaybetmeyecek formlarda üretilebilmeleri, üstelik kadın sağlığı açısından zannedilenin aksine pekçok yararlı etkilerinin bulunması bu ilaçların tüm dünyada en fazla tercih edilen doğum kontrol yöntemlerinin başlarında yer almalarını sağlamıştır.

Geçen zaman içinde daha az hormon kullanarak benzer etkinin elde edilebilmesi ile modern düşük dozlu doğum kontrol hapları piyasaya sürülmüştür. Ancak doğum kontrol haplarının hergün alınmak zorunda olması, unutulduğunda etkinliğinin azalması nedeni ile aynı hormonları farklı yollardan vererek, kullanıcı açısından daha az zahmetli yöntemler geliştirilmiştir. Bir süredir ülkemizde de kullanılan aylık iğneler buna bir örnek oluşturmaktadır. Ülkemizde henüz bulunmayan ancak dünyanın diğer ülkelerinde kullanılan değişik yöntemler de mevcuttur.

Vajinal halka
Vajinaya yerleştirilen ve hormon salgılayan halkalar uzun zamandan beri yurtdışında kullanılmaktadır. Sadece progesteron hormonu içeren bu halkalar bir kez vajinaya yerleştirildiğinde 3-6 ay kadar yerinde kalmakta ve sürekli olarak belirli dozda hormon salarak temel olarak yumurtlamayı engelleyerek istenmeyen gebeliklerin önüne geçmektedir.Ancak sadece progesteron içeren yöntemler ile görülen adet düzensizlikleri, ve kombine olarak adlandırılan hem östrojen hem de progesteron içeren yöntemlere göre etkinliklerinin daha düşük olması nedeni ile yaygın kullanım alanı bulamamışlardır. Geçtiğimiz yıllarda kullanıma sunulan yeni tür vajinal halkalar ise hem östrojen hem de progesteron hormonu içermektedir. Halka vajnaya yerleştirildikten sonra 3 hafta vajinada kalmakta ve daha sonra çıkartılarak 1 hafta ara verilmektedir. Bu bir haftalık sürede adet görülmektedir. Halkanın vajinada olması kişiye bir rahatsızlık vermemektedir. Yöntemin başarısı %99.3 olarak bildirilmektedir. Halka kullanımına son verilipyeni bir halka yerleştirilmediğinde yumurtlama ve üreme yeteneği aynı ay geri dönmektedir

Doğum kontrol flasteri
Hem östrojen hem de progesteron hormonu kullanan bir başka yöntem ise doğum kontrol flasterdir. Geçtiğimiz yıl ABD’de onay alan bu yöntemde hormon salgılayan flaster kadının kol, kalça, bacak gibi memeden uzak bir bölgesine yapıştırılmakta 7 gün süreyle burada tutulmaktadır. Üç hafta süreyle her hafta flaster değiştirilmekte ve daha sonra 1 hafta ara verilerek adet görülmektedir. Sistemin koruyuculuğu %98.8 civarındadır. Flaster banyo yapmak, saunaya girmek ya da yüzmek gibi faktörlerden etkilenmemektedir.Öte yandan vücut ağırlığı ile etkinlik arasındaki ilişki henüz açıklığa kavuşturulamamıştır.

Hormon salgılayan spiral
Nispeten yeni sayılabilecek bir başka yöntem de hormon salgılayan spiraldir. Son birkaç yıldır ülkemizde de bulunan bu yöntemde alet geleneksel spirallerde olduğu gibi rahim içine yerleştirilmekte ve sürekli olarak sabit dozda progesteron hormonu salgılamaktadır. Yöntemin başarısı %99.8 civarındadır. Sadece istenmeyen gebeliklerin önlenmesi değil örneğin adet kanamalarının fazla olması gibi jinekolojik sorunlarda da tedavi amacıyla da kullanılabilmektedir. Sitem en az 5 yıl süreyle eynı etkiyi gösterebilmektedir. Hormon salgılayan spiralin en önemli dezavantajı özelllikle kullanımın ilk 3-6 ayında görülen düzensiz kanamalardır.

Doğum kontrol çubukları
Cilt altına yerleştirilen ve 5 yıl boyunca koruma sağlayan çubuklar uzun yıllardır ülkemiz de dahil olmak üzere tüm dünyada yaygın olarak kullanılmaktadır. Daha yeni olan ve ülkemizde de birkaç ay önce piyasaya çıkan yeni çubuk ise 3 yıl boyunca koruma sağlamaktadır. Progesteron hormonu içeren ince bir çubuk kadının kolunda cilt altına yerleştirilerek kullanılmaktadır. Yöntemin koruyuculuğu % 99 civarındadır. Kullanıcıdan bağımsız olarak etkinliğinin yüksek olması, yerleştirildiği ilk günden itibaren etkisinin başlaması ve çıkartılmasından 1 hafta sonra doğurganlığın geri dönmesi ve uzun süreli bir yöntem olması en önemli avantajıdır. Öte yandan sadece özel eğitim almış hekimler tarafından küçük bir müdahale ile takılması ve yine cerrahi olarak çıkarılması ile özellikle kullanımın ilk aylarında görülebilen adet düzensizlikleri dezavantaj olarak karşımıza çıkmaktadır.

Gelecek
Son zamanlarda yapılan çalışmalar daa rahat ve kolay yöntemlerin geliştirilmesi üzerine yoğunlaşmıştır. Üç ay boyunca sürekli kullanılan ve yüksek etkinlik ile birlikte kadınların yılda sadece 4 kez adet görmelerini sağlayan yeni bir doğum kontrol hapının denemeleri son aşamaya gelmiştir. Bu ilacın içinde bulunduğumuz yılın son dönemlerinde ABD’de piyasaya girmesi beklenmektedir.

Konu doğum kontrolü olduğunda yöntemlerin hemen hepsi kadınların kullanımına yönelik olmaktadır. Erkeklerin kullandığı yöntemler prezervatif ve geri çekme ile sınırlıdır. Kanalların bağlatılması ise ne yazık ki arzu edilen düzeyde tercih edilmemektedir. İstenmeyen gebeliklerin önüne geçimesinde erkeklerin kullanabileceği yöntemlerin bu derecede kısıtlı olması neredeyse tüm sorumluluğun kadının üzerine yüklenmesine neden olmaktadır. Neredeyse tüm kadınların hayali olan erkeklerin kullandığı doğum kontrol hapları ise ne yazık ki bu güne kadar üretilememiştir. Ancak bu konudaki çalışmalar hızla devam etmektedir. Sperm üretimini durdurarak gebeliği engelleyen erkek doğum kontrol hapının 2005 yılında piyasaya çıkması beklenmektedir.

Üzerinde araştırmaların devam ettiği bir başka yöntem de cilt altına yerleştirilen ve uzun süreli koruma sağladıktan sonra çıkartılmasına gerek kalmadan kendiliğinden eriyen implantlardır.

Kullanılacak doğum kontrol yöntemine karar verirken akılda tutulması gereken son derece önemli bir nokta vardır: Prezervatif dışında, yukarıdakiler de dahil olmak üzere hiçbir yöntem cinsel yolla bulaşan hastalıklara karşı koruma sağlamaz. Risk altındaki kişiler bu konuya azami dikkat göstermelidirler.